




3 mart günü hava çok idealdir. Hava 3000 ft civarinda parçali bulutludur. 32,000 feet seyir yüksekligine çikma iznini alan uçak havalandiktan sonra radarda kuzey-kuzey bati yönünde takip edilir. Radar üzerindeki eko birden iki parça olarak görülmeye baslar, bir parça ayni rotada devam ederken diger bir parça 280 rotasina dönmüs görülür, bundan kisa bir süre sonra da her iki parça da radar ekranindan kaybolur.
Hava trafik kontrolörünün (ATC) radar ekraninda tespit ettigi sey, havaya uçan kargo kapagidir. Kaza Saint-Pathus köyünün üzerinde tam 11,000 feet yükseklikte, henüz kabin basincinin deniz seviyesindeki basinca esit olmasi gerektigi bir yükseklikte meydana gelmistir. American Airlines uçaginda oldugu gibi,kapagin uçmasi ani bir basinç kaybina ve kabinin tabaninin çökmesine neden olur. Ancak gövde üzerindeki fazla yük çökmenin siddetini artirir ve ilk etapta orta siradaki iki sira üçlü koltukta oturan 6 yolcu açilan delikten disari emilerek uçaktan düser, kopan kapak uçagin kuyruk bölümüne giden hidrolik devreleri hasarlar ve uçagin kontrolünün kaybolmasina neden olur.Kontrolünü kaybeden uçak 430 knot süratle yere çakilir.
Kaza aninda yer ile herhangi bir telsiz temasi olmamasina ragmen hava trafik kontrolörü (atc) Kaptan pilot Nejat Berkoz’un yardimci pilot Oral Ulusman ve uçus mühendisi Hüseyin Özer ile türkçe konustugunu duyar.Kara kutudan elde edilen ses kayitlari incelendiginde bir patlamanin duyuldugu ve kabinin hizli bir sekilde havasiz kalmaya basladigi anlasilir.Kaptan Berkoz “ne oldu?” diye sorar, “gövdede patlama oldu” cevabini alir.Basinç düsüsünü takip eden 77 saniyede uçus personeli umutsuzca uçagi kontrol etmeye çalisir, ama basarili olamaz.Bir noktada uçagin burnunu kaldirmayi basarirlar, ancak çok geçtir, uçak yerden sadece birkaç yüz feet yüksekliktedir.
Uçagin enkazi orman boyunca bir kilometreden daha uzun bir iz üzerine yayilir, bir metreden daha büyük sadece birkaç parça birakarak.Uçakta bulunan 346 kisiden kurtulan olmaz.Yitirilen 346 can huzur içinde yatsın...





