Yetkili: BuRaK-B, REVOLUTION, Musa Can ÇİL, Alper GÖÇENER
Yazar: Musa Can ÇİL » 05 Tem 2020, 20:55
Tüm üyelerimize uzun bir aradan sonra tekrar merhabalar… Bir önceki sunumumda da belirttiğim gibi bu paylaşımım yakın zamanda ekranlarda gördüğümüz bir reklam yıldızı. 1964 Buick RIVIERA … Tüm zamanların en güzel araçlarından olan bu güzelliğin model tanıtımına geçmeden aracın hikayesine de değinmek istiyorum. Çayınızı kahvenizi alın gençler ve genç kalanlar… Dönemin GM stil ve dizayn şefi olan Bill MITCHELL bir iş gezisi için Londra’da bulunurken bir sisli bir sabah otelin yakınlarında bulunan bir kahvecide kahvesini yudumlarken köşeden sis bulutunun arasından süzülerek gelen ’55 Rolls-Royse Silver Dawn görür ve araç karşısına park eder. B.Mitchell aracın dizaynından, sesinden vs o kadar çok etkilenmiştir ki Londra’dan döndükten sonra bile gözünün önünden o an gitmemiştir. ( Kendisi bu şekilde anlatmış ben onun yalancısıyım ) Bu olaydan bir kaç yıl sonra G.M. yönetimi Bill Mitchell'e bir problemle ilgili olarak gelmiş, o dönemde Ford yeni arabası Thunderbird ile pazarın altını üstüne getiriyor ve diğer markaların araçlarını hallaç pamuğu gibi atıyordu. G.M. yönetiminin yeni bir model bularak Ford ile başa çıkması ve savaşması gerekiyordu. Kendi markaları altında yeni bir "Kişisel Lüks Araba" konsepti oluşturmak zorunda hissetmişlerdir. Bu araç hızlı olduğu kadar lüks sayılacak özellikleri de bünyesinde barındırmalıydı. Cadillac'ın bir alt markası gibi görünen La Salle 'in kalitesi ve lüks özelliklerine yakin bir model düşünülmüştü. Bill Mitchell, nasıl bir araba tasarlayacağını düşünürken, aklına Londra'da gördüğü Rolls-Royce gelir. Hemen 1950'li yıllara ait Rolls-Royce resimlerini toplamaya başlar ve bu ingiliz güzelinin amerikanlaştırılması ile ortaya çıkacak bir araba konseptinin, mükemmel bir plan olacağını, bunun için hemen harekete geçilmesi gerektiğini ama son derece gizlilik içinde çalışılması gerektiğini de biliyordu. Hemen bir kaç eskiz çizildi ve resimlerden oluşan bir katalog hazırladı. Bill Mitchell konuyu, çok güvendiği ve tuttuğu dizayn ustalarından biri olan Ned Nickes 'a anlattı ve projeyi o'na verdi. Ned ve ekibi bir çok eskiz çizimi gerçekleştirdi, yapılan çalışmaların hepsi, Bill tarafından "Çok fazla Rolls-Royce esintisi var" ya da "Burada yeterince Rolls-Royce göremiyorum" bahaneleriyle geri çevrildi. Sonunda, Bill ve Ned 1955 model yılından gelen bir araba üzerinde hem fikir olup, son şekliyle bu arabadan ilham almaya karar verdiler. 1955 Ferrari Super America. Bu araba uzun, alçak ve pırıl pırıl parlıyordu. Rolls-Royce Silver Dawn modelinin tıraşlanmış ve yeniden yapılandırılmış şeklini andırıyordu. Plan dahilindeki arabaların birleştirilmesi ve detaylara verilen önem G.M. stil ve dizayn bölümünden daha önce benzerine rastlanılmamış bir çalışmaydi. 1962'de La Salle XP-715 prototipi tüm dünyaya gösterilmek üzere hazır hale getirmişlerdi. Alınan tepkiler inanılmazdı fakat Cadillac La Salle alt markasının yeniden elden geçmesi ve dizayn edilmesinden yana değildi. Buna karşın Buick eğer G.M. yöneticileri bu projeye yeşil ışık yakarlarsa hemen üretime geçmeye hazırdı. Bazı politik nedenler projeyi ertelese de Bill Mitchel yılmamış ve projeyi kovalamıştır. 1963 yılında sonunda Bill Mitchell'in bebeği olan Buick Riviera doğmuştur. Marka değişikliğinden sonra üretim öncesi son prototip yapıldı. 1963 Buick Riviera prototipi XP-715'in çok benzeri olmasına rağmen temelde iki fark göze çarpıyordu; 1) XP-715'in kaput üstündeki çıkıntısı yok olmuştu. 2) XP-715'deki ön farlar ızgaradan alınmış ve çamurluklara oturtulmuştu ve yandaki barlar ile gizlenmişti. Son kararda ortaya çıkan sonuç gerçekten çok etkileyici ve harika bir arabayı ortaya çıkarıyordu ve G.M. yönetimindeki herkes bu konuda hem fikirdi. Bununla beraber üretime geçmek için hayli zor şartların yerine getirilmesi gerekiyordu. Yeni model Riviera 'nın şasesi o zaman üretilen hiç bir araba ile ayni olmamalıydı. Bu gerekçe yeni projelere her zaman ilk planda maliyetler açısından bakan G.M. yönetimini ikna etmek için oldukça zor bir başlangıçtı. Fakat G.M. yöneticileri, pazardaki trendi ve rakiplerinin tutumlarını yakından görüp inceledikleri için Riviera'nın bu durumdan kurtulabilmek için iyi bir şans olduğuna inandılar. Sonrasında mühendisler ön farların ızgaradan alınarak ön çamurluk yanlarına getirilmesini çok masraflı buldular. Sonuçta Bill Mitchell kendi istediği benzersiz şaseyi elde etti fakat çamurluk köşelerindeki gizli far yapısı yerine, ön ızgarada yer alan farlara razı oldu. 1963 model Buick Riviera, Ekim 1962'de halka tanıtıldı ve satılmaya başlandı. Üretim 40,000 adet ile sınırlandırılmıştı. Araba diğerleriyle karşılaştırılınca, biraz daha pahalı olmasına rağmen (tipik benzer arabalar yaklaşık 5000$ civarında satılıyorken) üretilen tüm arabalar ilk 7 ay içinde satıldı. Tüm otomobil eleştirmenleri ve dergiler arabadan övgü ile bahsedip " Bu zamana kadar üretilmiş en iyi yol tutuşa sahip araba" olarak nitelendirdiler. 1964 Riviera için daha fazlası oldu araba geliştirildi. Bazı iç aksam ve görünüm paketleri eklendi, motor seçenekleri fazlalaştı. Bununla beraber 1965 model yılının yükselen satışları Bill Mitchell'in her zaman yapmayı istediği bir şeyi yapmasına olanak sağladı."Gizli Farlar"… Tabii ki, 1965 model yılı ayni zamanda bir çoğumuzun inandığı ve gönülden bağlandığı en güzel Amerikan arabası dizaynının da son yılı olmuş Riviera 1966 yılında gövde tasarımında değişikliğe gitmiştir. Modele gelecek olursam eğer; Öncelikle bu modelin modellemesinin yanlış olduğu ile ilgili farklı görüş ayrılıkları var. Bana göre de model bir tık daha uzun ve geniş olmalıydı. Fakat bariz bir farklılık var mı derseniz bence yok… Dünyanın en güzel tasarımları arasında yer alan bu aracın model kalitesinin de Highway 61 firması tarafından mükemmel işlendiğini söylersem bu beyaz bir yalan olur… Klasik krom kalitesi ayrıca arka farların boya ile geçiştirilmesini de artık saymıyorum. Haaa şöyle bir gerçek var açılan torpido kapağı ve güneşlik gibi bakmaya doyamadığınız detayları elbette var. Bu modelin birçok rengi mevcut hatta ACME firması yeniden üretime geçti farklı renkleri ile ama ben her zaman bu beyazın peşindeydim. Erdem Abi bu modeli satarken sonradan haberim olmuş ve kaçırdığım için çok pişmandım. Erdem abide modelin bazı boya hataları var diye satmıştı sanırım. Sonra aldığım kişiden model elime geldiğinde bir baktım model o model. Döndü dolaştı bana geldi, hemen tüm parçalarına kadar söktüm ve ince ince zımpara, pasta ve cila yapıp tekrar playınca model kendine geldi. Tamponlardaki krom boya atmalarını ise (nokta şeklinde vardı) MOLOTOW markasının 20. Yılı için ürettiği krom boya kalemi ile rütuşlayınca eski ihtişamına geldi. Evet Amerikan teması yapanlar için alınmasını tavsiye ederim. Lafı çok uzattığım ve sizlere keyifli incelemeler dilerim… Bir sonraki model maalesef diecast değil bakalım tepkiler ne olacak? 
                        
-

Musa Can ÇİL
- GLOBAL MODERATÖR

-
- İleti: 3927
- Kayıt: 26 Haz 2013, 13:04
- Konum: ADANA-ANKARA-DİYARBAKIR
- İsim: Musa Can CIL
- Yaş: 32
- 1/18 Model Sayısı: 85
- 1/24 Model Sayısı: 0
- 1/32 Model Sayısı: 0
- 1/43 Model Sayısı: 0
- 1/64 Model sayısı: 0
- 1/72 Model Sayısı: 0
- 1/87 Model Sayısı: 0
- - / -- Model Sayısı: 0
- Motorsiklet Model: 1
- Toplam Model Sayısı: 0
- Rep Puani: 3125
            
-
1/18 MODELLER
Bu forumu görüntüleyenler: Kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir
|